1 Gece Çadırla Riva
Herkese Selam !
Korona döneminde ufak kaçamaklar için yerler mi arıyorsunuz ?
Hiçbir yere güvenemiyor musunuz?
Neden kendi çadırınızı götürüp 1 gece 2 gün deniz moduna
girmeyi denemiyorsunuz? J
Denizi geçtim, kalacağınız yer size müthiş dinginlik
katarken detox da olabileceğiniz, gündüz
çadırınızdan domateslerin içinden uyanırken gece deniz dalga sesleriyle
uyuyabileceğiniz bir yerden bahsediyorum.
İstanbul – kavacık yolundan kolayca ulaşabileceğiniz
Rivadaki mekanın adı “Riva Valley” olarak geçiyor. Yeni devralıp inanılmaz bir
şekilde tadilata soktuktan sonra hizmete başlayan çadır kampında, kendinizi
doğanın içinde huzurlu kuş sesleri, tütsü kokuları ve tahta rüzgar çanları
tınıları arasında huzura boğulmuş hissedeceksiniz.
Biz 3 kişi motorlarla gittik. Ancak Perşembe Akşamı
Bisikletçileri ekibinden arkadaşlarım (ben de bisikletçiyim ama o yol asla
yemedi) elektrikli bisikletlerle ve bir kişi de bisikletle gitti J
Mekana girdiğinizde önce sizi Nelson 🐶karşılıyor. Beagle türündeki bu tatlı köpüş tam bir insan sever.
Samimi mekan sahipleri size çadırınızı kurabileceğiniz yeri gösterdikten sonra kendinizi manzaraya bırakabilirsiniz. İsterseniz çadırı ⛺ve 3 öğün vegan yemeği de temin edebilirsiniz. Tamamen size kalmış.
Biz bir gece kaldığımız için gece gidip çadırımızı kurduktan sonra bir şeyler yedik.
Geceleyin, merdivenlerden aşağılara indiğinizde oturup yıldızları izlerken dalga seslerini izleyebileceğiniz bir bank bulunuyor. Kendinize güveniyorsanız karanlıkta daha da derine inip kayalara oturabilirsiniz. Aslında sizler için dalga seslerini de kaydetmiştim ama ne yazık ki kendiniz gidip dinlemeniz gerekecek 😎💜
Sabahleyin, sebzelerin arasındaki çadırınızda uyandığınızda müthiş bir deniz manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. İsterseniz sabah güneşiyle yoga yaparak bahçelerin içinde vücudunuzu uyandırabilirsiniz.
Günayma vegan kahvaltınızı şu şekilde bir teras balkonda yapıveriyorsunuz. Gündüz çekmeyi unutmuşum 😩
Daha sonra, maalesef mekanın deniz konusunda bir parça eksiği olmuş, denize inmeye karar verdik. Kayalardan geçerek denize ulaştığınızda ki biraz trekking yapmanız gerekecek, girebileceğiniz alan 7 8 kulaçlık kadar. Onun dışında karadeniz olduğu için kayaların arkası aşırı dalgalı. Ama olsundu, pandemide bu şekilde de serinleyebildik ya, sefamız olsundu!
Kayaların üzerinde galapagos kertenkeleleri gibi güneşlenirken etrafta da gerçek kertenkele görme şansınız var. İyice serinleyip güneşin altında cızır cızır yanıp serin sularda coss ettikten sonra yukarıya çıkmaya başladık. Müthiş manzaradan birkaç kare yakalamayı unutmadık tabi!
Cuma, cumartesi ve Pazar akşamları saat 19:00'da sound bath
dedikleri meditasyona katılmaya karar verdim. Mekanın sahibi Hindistan’da bu
tekniği öğrenmiş, malzemeleri (keşke isimlerini bilsem) kapmış gelmiş. Kilimlerin üzeine uzandıktan sonra
yarım saatlik terapi başlıyor. Terapi dediğim inanılmaz uyumlu kuş sesleri,
rüzgar çanları, bakır tıngırdatmaları (ne deniyor gerçekten bilmiyorum) ile
birlikte kendinizi uzay boşluğunda süzülüyor gibi hissedeceksiniz. Anlatması
pek mümkün olmayan bu ses dünyasında kendinizi kaybederken bulacaksınız.
Terapi sonrasında kendinizi rahatlamış ve huzurlu hissederken bir de arkasından gün batımı yavaş yavaş yaklaşıyor…
Vegan
yemeklerle birlikte güneşin batışını karşınıza alırken lütfen yine birkaç kare
poz çekmeyi unutmayın. Mutfak ekibi gerçekten birer tabak sanatçısı, sundukları
yemeklerin hepsi fotoğraflık. Narlı köz patlıcan, bol sarımsaklı leziz patates ve
karnabahar yemeklerinden mutlaka tatmalısınız.. Kinoalı bulgurlu köfte de mükemmeldi ama duyurulur fazla acıydı. Her gün aynı yemekleri asla
bulamazsınız.
Dönüş yolu motorla olduğumuz için baya sakindi, 45 dakika
gibi kısa bir sürede döndük.
Aslında bu kampa gelirken 1.5 gün telefonları kapamak
gerektiğini fark ettim. İç sesimize dönüp merhaba demeli, kendimizi kalbimizle
bırakabileceğimiz ve bol bol düşünebileceğimiz bir yer Riva Valley.
Comments
Post a Comment